sayaç

Tarihi geçmişi veTursun Köye ait Efsane






 TARİHİ  GEÇMİŞİ

             Tursun köyün, 200 yıl öncesindeki yani 1800 yıllarında Osmanlı hükümeti’nin yönetiminde düzenlenen tarihi belgeler hususunda vuku bulan eski ismi, yani 1943’ten önceki ismi ise Tursun köyün müspetten bilinmiyor. Söylentilere göre bir zamanlar köyden bir derviş geçerken köye uğramış fakat bu derviş köylüler tarafından hiç hoş karşılanmamış. Derviş, bu yapılan küstahlığı kabul edemeyerek bir türlü içine sığdıramayarak Tursun köyü ve halkını lanetlemiş. Köy Yerinde dursun , hiç gelişmesin ve halkı da hiçbir zaman iyi gün görmesin. Hakikaten de Bu Derviş olan Demir baba ne lanetlediyse de hepsi de gerçekleşti.
Başka bir rivayete göre adı namı meydana çıkınca mümkün olduğu kadar bu alyanslı üfleyişiyle Derviş Baba ise Demir Babanın akrabalarının düğününde Kuvancılar köyünde sağdıç olmuş. Tursun köy kurulduğundan sonra çeşit isimler almış. Alınan bilgilere göre hatta Tuzsuz köy bile denmiş. Çar Boris, Tursun köy’e gelerek Palamarda bulunan köşküne geldiğinde Tursun köyden bir köylüyle karşılaşmış.Çar Boris ona gümüş tabaka hediye etmiş. Köylü eve geldiğinde bu olayı yanındakilere anlatmış. O günden sonra, 01 Haziranda Köyümüzü ziyaret edilmişti. Köyümüzün ilk sakinlerinin Cenevizler olduğu soylenmektedir. Bu söylentilere ve Cenevizlilere ait çanak çömlek kalıntılarına rastlandığına göre Tursun köyün Mahalle Pınarlar yanı denilen yerde bir köy oluşturarak kaldıkları belirlenmiştir. Aynı yıllarda Piliçler Alçağı dediğimiz yerde Cenevizler tarafından yapılmış bir kaldırım yola rastlanmıştır.Bir başka söylentilere göre, Cenevizliler Enense çalısı yani ormanı Sağ tarafında, Podayva Ekinliği denilen yerde Cenevizlilerin mezarları olduğuna dair kanıtlar vardır. Podayva ekinliği tarlasını sürürken büyük taşlara rastlanmış.



                 
 TURSUNKÖY’E AİT EFSANE

          Tursun köye ait efsaneler de söylenmiş ve çok eski yıllarda Tursun köyde bir takım hadiselere rastlanmış. Derviş baba yani Demir Baba Köyümüz Tursun köyden geçerken uğramış, lakin Tursun köy halkı tarafından iyi hoş karşılanmamıştır. Demir Baba buna çok kızmış ve köyümüzü lanetlemiş. Bu köy hiç üremesin ve yerinde aynen dursun, köyün halkı da iyi bir gün görmesin demiş. Köy gerçektende iyi bir gün görmemiş, çünkü 1933 yılından başlayarak en büyük göç 1978 de yapılmş sonra yapılan göçlerle köy boşalmıştı. Evlerini satabilen satmış ama çok ucuza, yok pahasına satabilmiştir. Bazılarının evleri ise kedi köpeklere barınak olmuştur. Göç gidenlere ait bazı evler ise yıkılma safhasında bakımsız kalmışlar, terk edilmişler. Podayva köyünden gelirken Enense Ormanı’nda asfalt yolunun sağ tarafı-nda bulunan gölün
kenarında iki asırlık meşeler vardır. Bu asırlık meşeleri dedelerimiz böyle görmüşler ve hatta biz de gördük. Yalnız çaresiz kalmışlar, zavallı meşeler bakımsız kalmışlar, içlerini oyarak büyük kocaman delikler açmışlar. Hiç olmazsa Demokrasiden yani sosyalizm döneminde çevreleri her bir tarafından tahtalarla çivilenerek sarılmıştı bunların. Tabiat abideleri olarak güvence altında devlet tarafından korunuyordu. Şimdi ise yine gece eskisi gibi uluyorlar ama, bu kez kendi hallerine acımasızca davranışlarına uluyorlar. Geçmişteki yapılan ölüm kalım savaşında ölen şehitler için uluyorlar.
          Tursun köyde diğer efsane ise Sayacılar ile ilgilidir. Bildiğiniz gibi belki bunu aranızda bilmeyenler de olabilir. Çok eski zamanla köyün gençleri çeşit hayvan kılığına girerek çan tokmak ve zillerle köyün halkını gecenin bir vaktinde para ve çeşit eşyalar topluyorlarmış. Duyduğum kadarıyla komşu köy olan Hebibköy ve diğer köy olan Kovancılar gençleri sayacı olduklarında Hebibköy‘e gelerek para toplamışlar. Hebibköylüler muayyen bir zamanda Palamar altında, Hebib köylü sayacı gençlerle Kovancılar sayacı gençleri aralarında bir kavga başlatmışlar ve kıran kırana yapılan bu dövüşte ölenler olmuş. Bu ölenleri de Palamar altına gömüp, buranın adına sayacılar mezarlığı demişlerdir. Böylece diğer efsaneler gibi bu hikaye de efsaneleşmiş.
Köyümüz ile sınırlı olan bir pınarın gerçek hikayesini size kısaca efsaneleşmiş şeklini anlatacağım. Bu pınar Tursun köyün güneyinde bulunur. Köyümüz ile komşu köy olan Kovancılar sınırında Sarı Armut denilen pınar bitmez – tükenmez suyuyla bütün Deliorman‘da anılmış, hatta Sarı Armut pınarı hakkında şöyle bir efsane duydum. Eskiden bir deney yapmışlar sarı armut‘un içine darı taneleri koymuşlar, birde bakmışlar ki bu darılar Demir Baba türbesinin yanında ki dereden çıkıyor. Bu deney şunu ispatlıyor ki Sarı armut dibinde bulunan kanal gibi bir delik Demir baba türbesine kadar sürüyor. İşte bu Sarı Armut Pınar’ı da dilden dile dolaşan efsanesiyle halkın arasında günden güne daha da efsaneleşmiştir. Sarı Armut pınarının bir başka efsanesi de şöyle: Bir çoban sopasına adını yazarak Sarı Armut pınarının içine atmış, lakin birkaç vakit sonra sopayı Demir Baba tekkesi yanında bulunan derede çobanın sopasını yazısıyla birlikte bulmuşlar. Sarı Armut pınarının belki benim bilemediğim kim kaç tane efsanesi daha vardır.


3 yorum:

  1. Ben Hüseyin Güntekin Bu sitenin adminiyim sitedeki bilgileri okduktan sonra fikrinizi bildiriniz.Tursunköy İnternet sitesiyle görüşünüzü iyi veya kötü her amaçlı görüşlerinizi beklerim .

    YanıtlaSil
  2. allah razı olsun abi ben Hebibköy Koprallardan Salih ŞEN.

    YanıtlaSil
  3. Salih kardeşim sendende Allh razı olsun benim hatırımısayıpta bu centilmenliği yaptığın için ve Tursunköylüler sitesine böyle güzel bir yorum yazdığınız için Sizlere çok çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil