sayaç

Köyün Fotograflarla Bu günü






TURSUNKÖYÜN BU GÜNÜ 


Tursun köy, demokrasiye geçtikten sonra köydeşlerim ise serbest yaşama geçmişler ama şu an kimin çok tarlası, traktörü, ve Biçerdöveri varsa, onların durumu diğer tarlası ve makinesi olmayana göre daha iyidir. Ben geçen yıllar 2006 yılında gittiğimde, Bulgaristan‘a köyüm Tursunköyün daha içine girmeden acılı - kederli olduğunu his ettim ve terk edilmiş evleri o harabeye dönmüş evleri görünce kendi kendime “acaba köyün içinde böyle harabeye dönmüş evler var mıdır” diye düşünerek yolda yürürken tam köyün merkezine gelmiştim ki, birde baktım karşımda harabeye dönmüş kooperatif‘in hayvan bakıldığı damları, sonra yüz metre ileride olan ekmek fırını bana derdini kahrını sanki anlatacak gibi yüzüme bön - bön bakıyordu. Ben yürürken Tursun köyün her bir tarafına bakınarak tam okulu geçtiğimde yine yıkılmaya terk edilmiş bir ev gördüm ve ben bu evin içine girdim. Ne göreyim, odalar yıkılmaya başlamıştı. Ben çok üzgün olarak ayrıldım o zavallıların yanından. Hem biraz daha kalsaydım, kim bilir nasıl bana dertlerini deşeceklerdi. Tursun köyde yolum devam ediyor, işte camiye yakın bir bakkaldan beni tanıyan bir şahıs. Eski yönetim ile şimdiki yönetimden bir kıyaslama yapmamı söyledi. Bende öyle düşündüm ki, gerçektende arkadaş haklı, çünkü diğer yönetimde çok rahattı, herkes neden diye sorulursa onu da izah edeyim. Kooperatif işinde çalışanda bir, çalışmayanda. Sonra çalışmayanda çalışanların arasında öylece geçiyor. Şimdi de biraz zoru görünce hem elinde tarlası da yok, ne çalışsın? Zaten olsa da tembellik yüzünden çalışamaz. Şimdi oldukları yönetimi yaklaşık benim hemşerilerim 500 - 600 yıl önce yaşamışlardı. Yani 5-6 asır önce bu devirden geçen kişiler ağaç sabanla tarla sürmüşler, hem de tek öküz ile çile, cefa ve gömleği kan ter içinde kalarak. Eğer de öküz çekmez ise o koşulur öküzün yanına boyunduruğa, benim hemşerilerim öyle işlemiş tarlaları.
            Benim yolum devam ediyor. Caminin yanından geçerken yine bakınırken ve yukarı da küçük gölcüğün yanında bulunan ev de efkarlı üzgün bakıyordu bana. Ama ben hiç aldırış etmeden hızlı adımlarla ilerliyordum. Bir de baktım buradaki binanın yalnız duvarları alınmış, sadece tuğlalar dizili kalmış. Birkaç mertek ve kiriş ile üzgün halde virane evlerim sanki bana yalvarır gibiydiler kurtarmam için, medar bekliyorlardı. O zavallı bahçem de benden yardım bekler gibi, otlarını temizlememi bekliyordu. Sokakta yürürken   yukarıdan aşağıya doğru giderken sol tarafta ot içinde yer ile bir olmuş binaları gördüm. Akşam oldu, ortalık kararınca bıraktım yürümeyi de hemen kaldım eve toplandım. Uyumaya çalıştım ama hiçbir türlü gözlerime uyku girmiyordu. Uyumak istesem de gözümü yumar yummaz düşüme bu virane evler ve benim köylümün çilesi cefası aklıma geliyor. Yine düşümde Tursun köyün geçmişi ve bu gününü hayal ediyordum.
“Köyüme vardım” şiirini köyüme olan duygularımı ve ona olan özlemimi şiirimin birkaç kıtasıyla belirtmek istiyorum.


                        
                                 KÖYÜME  VARDIM

                      
                           Köyüme  vardım, keşke varmaz olsaydım
                          Çileli köydeşlerimi görmez olsaydım
                          Ne yazık, çark geriye dönüş yapmış
                          Görünce onları, yüz yıl geriye saydım.

                         Kanlı gözyaşı döken, yıllarca yaşadığım
                         Harabeye dönmüş olan evime vardım
                         Gürlük ot içinde, yalnız başına terk edilmiş
                         Yıllardan beri çalıştığım bahçemi gördüm.
                   
                         Üzgün - üzgün bana bakıyor, göçenlerin evleri
                         Terk edilmiş tek tük bakımsız kalan evler
                         Belki sahiplerini bekliyor yıllardan beri
                         Acı ağıtlar yakıyor, yalnızlık bülbülleri.

                                                                   

                                                       Hüseyin GÜNTEKİN



Kültür merkezinin  Kütüphane kısmı  şimdiki hali 

Onarılan eski ilk öğretim okulunun şimdi çocuk yuvası yani (kreş) görüntüde

Onarılan yani restore yapılan Çocuk kreşi'nin ön girişi 

İnşaat yapıldığı yıllarda Restorant olan bu bina şimdi ise sadece bir mini market ve depo görevi yapmaktadır

 



 Otobüs durağı  şimdi şu anda ise yıkılmış bir durumdadır . resimde kötü halini görüyorsunuz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder